genellikle nefret odaklı oluyor. hiçbir eski sevgilimi engellemedim ama engelleyecek noktaya gelip boşver deyip geçmiştim. ya da küçük bir ihtimal çevremde gözlemlediğim oltalama taktiği. ergence karşı tarafa sana artık ihtiyacım yok şansını kaybettin mesajı verme çabası.

Kendini durdurmak için ayrıldığı kadını benim telefonumdaki WhatsApp hesabından onu engelleyip numarasını silen (benim iznim olmadan) bir erkek oldu. İş arkadaşım.

Daha çok kendini durdurmak için ama geçmişteki sert tecrübelerden kaynaklı olarak tedbir alanlar da var.

@muhayyer divan bende seninle aynı fikirdeyim çünkü 3-4 aydır iletişimimiz yok bi baktım her yerden engellemiş beni buna whatsapp'da dahil.

Yeni sevgilimin yanindayken mesaj gelmesin diye engellerdim ben sosyal medyam olsa.

Asiyim hırçınım yakarım bu gezegeni mesajı veriyor işte.
Yetişkin olmayan davranışlar

@beyfendi annemle yıllardır tanışırlardı. Kadın hal hatır sormuş kadını da engellemiş. Hadi beni engelledi kadından ne istedi onu anlamadım

Hiç kimseyi engellemedim, yani bir tecrübe aktaramam ama şu var, engellemesine gerek yok ya, aynı şekilde enhellememesine de gerek yok.
Yani şu sebepten engellemis yazınca o sebebi ortadan mi kaldıracaksın? Ararsın diye engellemiş mesela, diyorsun ki aramam. Ama oturup bakmışsın ve engellediğini anlamışsın, neden aramayasin?
Kısaca senin için önemli olmaması gereken bir kişinin davranışlarına çok da kafayı takmamak lazım, kendi davranışlarını kontrol etmeye çalış.

Manita yapmıştır ondan çekinip engellemiştir.

@kisa ben geçen günlerin hatırına engellememiştim. Hakkını yiyemem zor zamanlarda ikimizde birbirimizin yanında olduk ama şaşırdım yaptığına. Özellikle annemi engellemesine bayağı nefret etmiş benden anlaşılan

Tamam işte, belli ki normalde senin de yaptığın bir şey bu. Bu seferki senden önce yapmış. Asıl kızdığın - bu sefer engellemedim onda da çocuk beni engelledi-- kızgınlığı olabilir mi?
Burada nefret olmak zorunda değil, bir anlama oturmak zorunda da değil.
saçını kesmesiyle seni engellemesi aynı, seni etkileyen bir eylem yok, sen adamın yaptığı eylemi kendine etki olarak alıyorsun.

30 - e
her ayrılık sonrası yaklaşık ilişki süresinin yarısı kadarlık bir toparlama sürecim oluyor, o kişiyi tamamen hayatımdan çıkarmak, bu toparlama sürecine fayda sağlıyor. amaç; sağda solda karşıma çıkmasın, bende aynı hisleri tekrar uyandırması muhtemel şeyler yazmasın, doğum günü vs kutlamasın, benden uzak olsun. bu nedenle "arkadaş olarak kalalım" cümlesinin de bende bir karşılığı yok. ben o kişinin sevgilim olmasını yada hayatımda olmamasını istiyorum, ortası bir seçenek istemiyorum. son olarak ayrılık sonrası imalı paylaşımlara da gelemiyorum, aslında engellemediğiniz her eskiye bir açık kapı bırakıyorsunuz. İster istemez neler yaptığını takip etmek zorunda kalıyorsunuz. Eyyorlamam bu kadar.

E tepki göstermek istiyor. Bağırıp çağıramıyor

tekrar kandırılmamak için.

engellemiyorum.

ama rahatsız ederse engelleyebilirim.

@gurur +1

Son on yılda gerek flört/platonik gerek sevgili anlamında sadece bir kişiyi engelledim. Bunun nedeni de hanımefendiye ben ilgi duyduğum halde yazmazken ısrarla ve inatla (şu ya da bu sebeple) arkadaş kalmak istemesiydi.
Ki ben böyle bir şey istemediğimi çok net biçimde ifade etmiştim kendisine. Yine de belli bir zaman geçtikten sonra tekrar engelini kaldırdım.

yap desem yapmazsin he +1500 kelimesi kelimesine katılıyorum. tam nokta atışı. ben de o şekilde düşünüp engelliyorum.

3 ex flörtüm, benimle bir ilişki istemediler ve konuşmayı kestik. nasılsa yazmazlar diye düşünüp engellemedim. direkt sildim numaralarını yani sadece. 3'ü de 1 yıl içinde yazdı ve beni rahatsız ettiler.

engellememek pişmanlıktır.

----

bazen trip olsun diye engellenir çocukça hislerle. "sen de benim umrumda değilsin al işte gör yüzünü bile görmek istemiyorum" mesajı verir engelleyerek. iletişim yollarını, tüm kapıları kapatır ve sende kaybetme duygusunu oluşturmak ister. çok kırgın olduğunu bu şekilde göstermek ister. seni suçlu hissettirmek ister. bazen de gerçekten tamamen bittiğini ve hiçbir şekilde geri dönüşü olmayacağını bilmeni ister ve bunun için engeller.

---
annenizi engellemesi de normal. size dair hiçbir şeyi hayatında görmek ve duymak istemiyor olabilir. kimseyle arkadaş kalmak zorunda değil. anneniz de ona muhtaç değildir zaten. umursamanız hata. belki de siz yazdırdınız diye düşündü ve rahatsız oldu. belki de yeni ilişkiye başladı ve size dair bir şeyin şu anki ilişkisini kötü etkilemesini istemedi.

benim de öyle bir eski sevgilim var. baya 7 yıl önceki sevgilim. kötü günlerimizde yanımızda olduk. ama kendisi beni aldattığı için bitti, asla da geri dönüşü olamaz, hiçbir türlü duygum hiç kalmadı. ancak arkadaşlığımız iyiydi. aldatması sebepli öfke dolu zamanlar geçince dedim ki, işin düşerse arayabilirsin (cinsel anlamda değil asla) ama sevgilim varsa bana ulaşamazsın, seni engellemiş olurum. ben de seni işim düşerse (cinsel anlamda değil asla) ararsam eğer sevgilin varsa mutlaka beni engellemiş ol sana ulaşamayayım. çünkü bir gereksiz muhabbet yüzünden ilişkilerimizden olmayalım. 7 yıldır 7 kere işimiz düşmedi tabii.

@art cat chocolate elbette yazdıklarınıza katılıyorum. Annem tamamen insaniyet göstermiş çünkü dediğim gibi evimizin ferdi gibiydi ortada gerçekten benim yazdırmam gibi bir durum söz konusu değil ama öyle düşünmüş olabilir. Bende onu görmemek için tüm sosyal medyalarımı kapatıp yenisini de açmadım. Hayatında biri olduğu için de yapabilir bir çok ihtimal var. Aklıma takıldığı için duyuru sakinlerine sormak istemiştim

çatlak ve iki şafak arasında. okul tıraşını da çok merak ediyorum.

Iki Şafak Arasında 2021
Merhaba Canım 2021

Kısa filmler ise:
Binbir gece 2021
Toz olmak 2020
Kömür 2020

Çatlak, İki Şafak Arasinda ve Okul Tirasi demeye gelmistim ben de, eksikleri olsa da İnsanlar İkiye Ayrılır da sevdigim filmler arasinda.

Okul Tıraşı

Nuh tepesi. 2 kez izledim.

evet tc yazınca otomatik olarak vergi dairesi de çıkıyor. (geçen gün kestiğim faturadan dolayı biliyorum) daha öncekilerin fatura kestiği entegrasyon farklıdır. bir sorun olacağını sanmıyorum.

Sistem vergi dairesini otomatik çekiyor +1

En azından E-arşiv sisteminde böyle, daha önce aldıklarınız E-Fatura firması ise sistem farklı olabilir, E-faturada aracı firmaların programları kullanılıyor.

Yani sizin için sıkıntı yok, vergi sisteminde resmi olarak daireniz o yazan daire, bir iş yeri vs açarsanız işyeri adresine göre yeni bir vergi daireniz olursa değişir.

Cevap soruda gizli

“ Sağlam ekmek yerim, pilav veya makarna da mutlaka olur akşam yemeklerimizde.”

Basit karbonhidrata çok yükleniyorsunuz, insülin tavan yapıyor. Haliyle hemen sindiriyorsunuz ve depoluyorsunuz. Sonra kan şekeri düşüyor insülini yemekten sonra çok yükselttiğiniz için.
Biraz glisemik indeks araştırın. Glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenitdeniz kan şekeriniz birden fırlamadığı için daha az insülin salgılarsınız, insülin direnciniz oluşmaz, daha yavaş sindirirsiniz ve sindirim sonrası kan şekeriniz düşmez.

Aralıklı oruç insülini ve kan şekerini çok iyi dengeliyor. Ama karbonhidrata bu kadar yükleniyorken işe yaramayabilir.

- aç kalmayı vücudunuzu alıştırın. (ilk birkaç gün zor olacak ama sonrası çok rahat)

- ekmeğe, kızartmalara elveda, nitelikli gıdaya merhaba. (günün ilk öğününü mümkün olduğunca geç yapın, güne mısır gevreği ile başlamak yerine bir elma ile başlayıp kahvaltıda muzlu, fıstık ezmeki yulaf ezmesi yiyin ve tabii bol su)

- yemeksepeti, getir gibi appleri silin, markettenn cola cips vs. alıp evde stok yapmayın. iletişim kanalları ve seçenekler daralırsa yoldan sapmazsınız.

- ara öğünlerde yoğurt, kuruyemiş, kuru meyve, meyve tüketin. (gece acıkmasını bir avuç kuruyemişle bastırabilirsiniz)

bir de gerçekten kararlıyanız bir diyetiysene başvurun derim. bu önerilerim kaba taslak. kalori hesaplamasıyla daha ölçülebilir bir şekilde rahat edebilirsiniz. ama bence temel mesele vücudu alıştırmak ve küçük kaçamaklar hariç hep nitelikli gıda tüketmek.

+zimbirik

Bilimsel bir temeli olmadan kendi görüşümü salllayacağım

1. Mısır gevreği acıktırıyor beni. Gevrek yediğimde daha çok dahaaa çok iştahım artıyor

2. Günde 3 öğün yemek de beni acıktırıyor. Aralıklı orucu daha sağlıklı buluyorum ve saati saatine buna uymasam da acıkmadan bişi yemiyorum ( geceleri stres yemeği hariç )

3.sabah acıkmadan ağzıma lokma koymuyorum

4. Gece stresten sıkıntıdan yiyorum.

5.az su içti isem bunu açlık sanıyorum. Bol bol bişi içmek gerek.


6.yeterince baharatlı bişi yemedi isem de doymuyorum.

7.ayrıca karbonhidrat yedikçe acıktırır

8.kendi gözlemim şu ki doğal yolla yeterli şeker alınmazsa ve sağlıksız rafine şeker yenirse de çok acıkılıyor. Kahvaltıda mümkünse bal ve pekmez bu açığı kapatabilir.

9.bunu yazacağım için bağışlayın ama , eleştirim kendime de yönelik, spor yapmıyorsam, aşık değilsem, hayatımda heyecan vs yoksa daha çok yiyip doymuyorum

10. Son olarak gece geç yatıyorsanız 7 erken bir saat. Geç uyuyan biri daha geç yiyebilir

günde iki öğün. akşam yemeğini 19:00 - 20:00 arası yeriz. içerik; et-tavuk ya da sebze, yanında bazen pilav/makarna, arada çorba. ilerleyen saatlerde nadiren meyve ya da tatlı bir şeyler atıştırabiliyoruz. genelde acıkma sorunu yaşamam. sorunum hareketsizlik.

Yani detaylı yazmamış olabilirsiniz ama benim gördüğüm bol bol basit karbonhidrat, şekerli ürün (mısır gevreği dünyanın en gereksiz şeyi misal).
Sebze yok, meyve yok. Protein sınırlı gibi.
Acikmaniz normal. Acikmamak garip olurdu.

Basit karbonhidrat azaltın.
Akşamları az karbonhidrat tüketin
Protein ve yeşillik tüketin
Sorun insülin direncinde. Bu ka
Misir gevreği bol şeker içerir.
Dengeli beslenmiyorsunuz.
İnsülin direnci olunca tatlı istenir diye bir şey yok. Neye alistiysaniz onu istersiniz. Siz baharatlı şeylere alışmışsınız akşamları, şeker düştükçe canınız çekiyor .

9-10 gibi. Bazen 8de yiyorum. 7de falan aksam yemegi yersem yatmadan once bir kez daha acikirim ben de mutlaka. Ama o kadar erken yeme firsatim olmuyor pek.

Makarna falan yersen tutmaz seni, acikirsin.
Makarna falan yemezdim ben olsam. Cunku makarna verimsizdir, yuksek hacime dusuk kalori barindirir her ne kadar kilo aldiran ve cok yuksek kalori barindiran gida olarak anılda lsa da. Makarna siser midede yer kaplar ama dogru durust kalori yoktur o hacimde. Dolayisiyla o siskinlik hali gecmeye baslayinca direkt acikirsin tekrar. Cunku siskinlikle tokluk hissi yasadin.

Bir de zaten 3 ogun yiyorsun, normal gözüküyor. Misir gevregini ogunden saymadim. Kilolu değilsen ve bu sekilde kilonu koruyorsan bir sikinti yok bence. Mesele gec saatte yemek aramak zorunda kalmak ise yeme saatlerini degistirmek lazim.
Sabah misir gevregi yerine direkt kahvaltiya girerdim ben. Veya kahvlati hic yapmayabilirsin.

Kacta yer sen ne zaman acikiyorsun, ne yersen sonrasinda ne kadar acikiyorsun bunlaro kendi uzerinde denemem ona gore bir alışkanlık gelistirmen lazım çünkü bu işlerin net formulu yok. Her bunye farkli. Adamın biri elma yiyorim tok tutuyor diyor mesela, ben elma yiyince aksine kurt gibi acikiyorum en basitinden.


Aksam yemeğini geç saate birakmayi deneyebilirsin, tek bir aksam yemegi yersin. Gec saatte yemek oldugu gibi kiloya donusur diye bir efsane dönüyordu eskiden de o hiksye zaten toplamda aldigin gida onemli. Sadece gece uykunu rahatsoz edecek kadar gec saate birakma.

Yatirimci bulacaksiniz,

Hedef kitlen Türklerse yapacak bişey yok, Türk marketing piyasası leş. Kendin influencer olman lazım :)

Değilse Reddit ve ProductHunt.

ilginç ve eşsiz bir tarafı varsa çeşitli teknoloji sitelerine göndererek incelenmesini isteyebilirsiniz, içerik ingilizceyse daha çok seçenek olabilir. app'e başka diller de ekleyin. ASO (app store optimization) yapın. bunlar bir miktar organik kullanıcı getirebilir ama açık söylemek gerekirse bunlarla bir yere varamazsınız. mutlaka monetizasyon ve user acquisition yapın: 100$'ı bir telegram grubuna vermek yerine Google Ads ile bu paraya kaç tane kullanıcı alınabiliyorsa alın, sonra bu kullanıcıların metriklerini inceleyin, gelecek vadediyorsa monetizasyon, oradan gelenle UA, böyle devam.

başlangıçta bir bütçe belirleyip sosyal medya kanalları üzerinden reklam vererek hedef kitleye ulaşabilirsiniz.

kaichi +1 teknoloji, girişim sitelerine inceleme için yollayabilirsiniz.

@kaichi, teşekkürler, bugün itibariyle google Ads üzerinden düşük bütçeli de olsa bir kampanya başlattım, dediğiniz gibi parayı ne idüğü belirsiz fenomenlere ya da telegram gruplarına vermektense google ads daha mantıklı geldi. dönüşü güzel olur inşallah diyelim.

B.

e) hepsi

farklı yerlerden bilgi almak her türlü avantaj

Çoğu zaman ilk önce a sonra b.

c ve d b'ye dahil olmuyor mu? :)
İnsanlara bişey sormayı çok sevmiyorum, o yüzden b.

Öncelikle yöneticim, bunun için var kendisi.

önce aynı birimde benden daha tecrübeli olan kişi/yöneticiye. ardından b ve a şıkları.

ilk olarak b sonra a

a'dan başkası yalan.
ve bu konularda internet derya deniz değil.

e profesyonel danışman.

iş hayatıysa öyle sağdan soldan olacak şeyler değil, gözden kaçırdığınız ufacık bi detay çok şeyi değiştirir

Gayet güzel olur.

çatlak brownie yapsan daha güzel olur. browniede sos olayını çözemedim bir türlü

Sosu kek sıcakken dökmek gerekiyor olabilir, yani soğukken sosu içine çekmeyebilir. Emin olamadım.

Şöyle bir şey geldi aklıma; fırına atılacak şekle getireyim malzemeyi, pişirmesini yarın yapayım.

Nasıl fikir?

Ikinci görünüme profilden, birinci görünüme ise soldaki activity panelinden ulaşılıyor.

evet film sayfasında doğrudan yıldızlara basınca söylediğin yerde çıkmıyor. altındaki "review or log" kısmından kaydedince çıkıyor.

sağ üstteki 'log' kısmından eklemeye başlarsanız da görünür.

bu arada criticker gibi servislerden letterboxd'a filmlerinizi kolayca aktarabiliyorsunuz ya, tek tek elle girdiyseniz uzucu ama henuz bitirmediyseniz bi arastirin onu derim.

bir an önce ol. işe gitmeden önce olman mantıksız, yan etki olursa o gün verimsiz geçer

yakın çevrem (yaş ortalaması yüksek) ve kendim şöyle bir yol izleyerek 2. dozu da sorunsuz atlattık.
ertesi gün yoğun bir gün geçirmeyeceksen, rahat dinleneceğin bir gün varsa ondan önceki gece ol. bence söylenen yan etkilerin bir bölümü aslında yorucu mesai günlerinde ortaya çıkan yorgunlukla doğru orantılı. özetle aşı olacağın gün yorgun olma, ertesi gün de dinlen, güzel bir uyku çek. hafta sonu çalışmadığını düşünürsek, cumartesi akşam aşı için ideal.

tinyhouseların farklı versiyonları var, bir bak istersen.

Ben bunu denedim de aşırı konforlu bir olay değil ya.

Mesai yüzünden zaten çok boş vaktin kalmıyor, gittiğin yerdeki gündüz etkinliklerine katılamıyorsun. Akşam çok dağıtsan ertesi gün kendine gelmek sıkıntı oluyor. Zaten yemek şu bu derken çok vaktin de kalmıyor. Akşam 2 saat denize gireyim bana yeter diyorsan ayrı, ama normal tatil gibi olmuyor hiç.

Spesifik bir hedefin varsa (misal akdeniz'e gidip dalış yapacağım), mesaini ona göre kaydırıp yapmak verimli olabilir. Ama onun haricinde beni sarmadı açıkçası. Sabah 7'de yüzüp 9-10'da mesaiye yorgun başlamak hoşuma gitmemişti pek :)

@pluton tek hedef İstanbul'dan uzaklaşmak. Gidip tatil beldesinde gece recepsiyonist bile olabilirim :)

Nerede kaldın peki neler yaptin

Covid öncesi 2 kere Avrupa'ya gittim, kahvaltısı olan otellerde kaldım. Gündüzleri otelde veya starbucks'larda çalışıp, akşamları da şehir merkezlerini, güzel restoranları ve barları gezdim. Gastronomi açısından verimliydi, ama 1 haftadan sonra sıkıcı oluyor bence :) Uygulamalar üzerinden birileriyle tanıştım ama sarmadı, orası biraz kısmet.

TR'de de İstanbul, İzmir, küçük bir Ege turu ve Yalova yaptım. İstanbul-İzmir'de arkadaşları gördüm, o açıdan güzeldi. Airbnb'de kaldım, ilginç bir şekilde bence otelden daha konforsuz. Özellikle kahvaltı olmayınca alışveriş yap, hazırla ya da dışarı çık ye falan inanılmaz vakit kaybı oluyor. Çalışmak açısından biraz daha iyi Airbnb, özellikle çok toplantı yapan biriysen İstanbul'da dışarıda gürültüsüz bi yer bulmak imkansız.

Yalova'da yazlık var, denize falan girdim işte. Ege turu da aynı, arabayla gez, airbnb'de kal, genelde de mesai sonrası mangal ve deniz.

Yani kötü değiller de, ben Ankara'da zaten güzel-sakin bi yerde yaşadığım için öyle çok fazla "sakinlik" ihtiyacı duymuyormuşum. O yüzden aşırı sarmadı beni.

Bu hafta Karadeniz turu yaptım izin almadan, tam bu mantıkta. 8-5 çalışmak zorunda değilim gün içinde tam 2 saat vakit ayırsam, kalanını gece halledebiliyorum o yüzden daha verimli oldu benim için. Problemler şunlar:
- gün içinde çalışacaksan hep gece seyahat etmek zorunda kalıyorsun, gece araba kullanıp gündüz çalışınca da seyahat etmenin manası olmuyor
- gündüz aktivitelerine katılamıyorsun pluton'un dediği gibi
- iş verimliliğin epey düşüyor çünkü aklında bi ton değişken var gezmekle ilgili, konsantrasyon düşüyor

Yani tatile para harcayıp %10 verim almak gibi bir şey. spesifik bir yere gidip 1-2 ay ev kiralarsan olabilir, ağustosta da onu yapacağım. ama sakın arabayla otobüsle gezerim kafama göre denk gelen bir yerlerde kalırım bi yandan da çalışırım diye düşünme, çok zor.

@roket bisikletle yapanı duydum bunu. Öbür turlu ev kiralamak en mantıklısı.

mevcut firmada kenara para koyabiliyor isen ve tempo seni bozmuyor ise kal lakin 5 yıl sonra bu tempo seni bozmaya başlayacaktır (tahminen sosyal hayat geçen yaş vs)
yeni teklif ile 5 sene sonra zaten yükselip aynı imkanlara daha rahat ulaşırsın

%40 maas dususu asiri fazla. Oturdugun ev seninse veya ailen destek oluyorsa belki dusunulebilir.

eğer yeni teklif gibi tekliflerin ilerleyen zaman içerisinde de geleceğini düşünüyorsan biraz birikim yapana kadar mevcutta çalış, sonra da yeni işe geç. uzun bir süre mevcutta bu maaşa rağmen çalışılmaz.

Mevcutta üç senedir çalışıyorum. Sosyal hayat bozuk. Ev kendimin

üç sene bu tempo hem ruhen hem bedenen çok yorucudur, hayal edemiyorum. evin de varsa sal öyleyse.

B
A'nın her türlü kaymağını artık yemişsindir diye düşünüyorum. Kaba bir hesapla 10 bin dolar eder sana 80 bin türk liraası. %60'ı 48 bin türk lirası yapar. vergisi algısı kalır sana net 40 bin türk lirası. 3 bine ev geçindirmeye çalışan insanlar var (tabi geçindiremiyorlar ayrı mesele). dünya malı dünyada kalıyor. İnsan bir zaman sonra ev, aile, çocuk ve huzurlu bir hayat istiyor.
B'de zaten yükselme imkanı da var. A'nın temposuna ayak uydurabildiysen, bahsettiğin kadarıyla B'de de kısa zamanda yükselirsin ve maaş aynı ayara gelebilir. her türlü "B".

Yanlış anlaşılma olmasın, tlye çevirince 5 hane oluyor. Yanlış anlaşılmaya çok müsait yazmışım kusura bakmayın

5 hane dolar olsa saniye bile düşünmeden A derdim.

Ama bu durumda paranın değerine bakmak lazım. 10bin vs 6bin ise iş değiştirmezdim ancak 15bin vs 9bin ise değiştirirdim. 6 zorlar ama 9 güzel para yine de. Tatiller vs yan gelir yatardım. %60 = min 8-8,5 ise B derdim

Yukselme imkani oldugu icin B deki maasin bir kac seneye Ayi yakalar. Mevcut duzenin surdurulebilir gozukmuyor. Net b diyorum.

yas kac? hala gozun yiyorsa A firmasinda bir sure daha calisilabilir. Normalde evin olmasi ve ordan aldigin parayla yeterli birikim yaptigini dusunerek B derdim ama hala gencsen ve gozun yiyorsa bir sure daha devam edilebilir A'da. Sonucta hala pandemi donemi devam ediyor sayilir, bu surede yardirmak iyidir.

parayı çok hafife alıyorsunuz

Şuandaki işinde iki haftada bir pazar tatil olması kötü onun dışında zaten bir çok kişi fazla mesailer, stresler kurumsaldan uzak işlerde çalışıyor.

yüksek ihtimalle dönmez, küçük bir ihtimal yokluğunu hissedip dönebilir ama bence bu kafadan çıkıp önüne bak. dönmesini beklersen çok üzülürsün.

keşke o ilk kez ayrılmayı istediğinde aşırı ısrarcı olmasaydın (5. yılınızdan bahsediyorum)

bir taraf ayrılmak istiyorsa bırakıp gitmesine izin vermek gerek. sonrasında barışsan da bir hayır gelmiyor artık ilişkiden.

bundan sonra da bir şey olmaz, beklemeyi ve umut etmeyi bırakmalısın maalesef. üzgünüm ama artık kabullenmelisin bu durumu.

dönmez. yeni sevgili bulması yakındır. önünüze bakmaya çalışın.

Alışkanlıklar kolay kolay bırakılmaz. Hayatına giren yeni kişide eski alışkanlıklarını ararsa aklı tekrar seninle olan ilişkisine kayabilir. Ama kaymayada bilir.

Sen her halükarda hayatına onsuz devam etmelisin. Sen kendi hayatına bakmazsan, bireyselliğini kazanmazsan sana geri dönme ihtimali yok. Senin beklemediğini gördüğünde üzerine düşünecektir. O zaman ufak bir şans oluşabilir.

Sen her türlü yoluna bakmalısın. Arkadaş kalmak saçmalık. İlişkiyi kesin.

dönüp dönmeyeceğini kimse bilemez. ama şundan çok eminim ki, senin o sanki hiç dönmeyecekmiş gibi yaşaman lazım. bunu o dönsün diye taktik olarak değil, kendin için yapman lazım. sonra insan mahvoluyor beklerken.

5 yıldır beraber olduğum, başından beri beraber yaşadığımız sevgilimden ayrılalı 10 ay oldu. bizim bir sorunumuz yoktu, sadece şu bahsettiğin "ilişkide doymuşluk" seviyesine gelmiştik sanırım. ayrılmayı (daha doğrusu ara vermeyi) isteyen taraf bendim. ama o bunu kaldıramadı ve biz hiç görüşmedik 10 aydır. arkadaş kalmayı isterdim ama onu da yapmadı. öyle bir gitti ki, gidiş o gidiş. ayrılmayı isteyen taraf ben olmama rağmen, ilk 6-7 ay hep gelir diye bekledim. ayrılıp barışıp mutlu olan çiftlerden olacağımızı hayal ettim. oralar en kötü zamanlarımdı. eğer bu umuda kapılıyorsan, baştan hiç kapılma. siz zaten bu yolu denemişsiniz. daha ne olmasını bekliyorsun? elbette dönerse ne hoş, ama dönmezse o umut insanı çok yıpratıyor. sadece onun bir köşeden çıkacağı günün hayaliyle yerinde sayıyorsun. ne özgüven kalıyor, ne bir şey yapma motivasyonu, ne de en ufak bir mutluluk kırıntısı. bende eskiden bu üçünden de çok fazla vardı, son bir senede o kadar kalmadılar ki kendime hayret ediyorum.

maalesef evet, o anıların mezara konulması hissi çook acı. ben de sanırım en çok onlara üzüldüm. ama hayat böyle bir şey.

ben bunca yıllık ilişkilerin bıçakla kesilmiş gibi bitmemesi gerektiğini savunuyorum. belli bir seviyede arkadaş kalabilmeli bence taraflar. türkiye'de kime sorsam eski sevgiliyle arkadaş kalınmaz diyor. ama yurtdışında insanlar bunu çok güzel başarıyor ve hangi yabancı arkadaşımla konuşsam bu sefer onlar (özellikle de böyle uzun ve güzel bir ilişkimiz olduğunu bilenler) arkadaş kalamamamıza şaşırıyor. bunu medeniyete falan bağlamayacağım, sadece herkesin kafa yapısı farklı. eğer sen onu hala insan olarak seviyor ve değer veriyorsan, başka hiçbir niyet olmadan ara sıra iletişime geçebilirsin. çünkü bana kalırsa sevgili her şeyden önce çok yakın bir arkadaş. sevgililik vasfını kaybedebilir ama arkadaş olarak hep hayatında kalmaya devam edebilir.

arayacaksan da, gerçekten hiçbir niyetin olmamalı. bir niyetin olursa o bunu hisseder ve ters teper büyük ihtimalle. hatta ondan "sana döneceğim" sinyalleri alıyorsan bile böyle bir yola girmemelisin. bırak o yolu o zorlasın dönmek istiyorsa. diğer yandan, arayıp sormanın onu rahatsız ettiği hissine kapılırsan da aramayı kesmelisin.

son olarak, bana sorarsan tekrar denememelisiniz. bu kaçıncı artık. yeterince denemişsiniz. böyle uzun bir ilişkiden sonra, tatlı bir geçmişi olan iki arkadaş olarak devam etmeniz sanki en doğrusu gibi.

Aklımızdan çıkıyor mu ki aklımıza gelsin

Not after all this time though.
Bir müddet sonra geçiyor.

bir süre sonra bu olay geçiyor. (denendi, onaylandı)

Evet maalesef

always

ukte kalır ama unutulur

Yok

4 senedir discord kullanan biriyim, çok zamanım geçti. genel olarak chat odası mantığı işliyor. bir server (bir hobiyi konuşmak için toplananlar, bir twitch yayıncısını takip edenler, arkadaşlarıyla oyun oynarken sesli konuşmak için vs) var. bu serverda isteğe bağlı sesli veya yazışarak iletişim kurulabilen kanallar açılıyor. spor, sanat, sinema, oyun, genel sohbet ve aklına gelebilecek her hobiyle ilgili alt başlık düşün. kalabalık serverların adminleri, kuralları, belirli bir düzeni oluyor. bunun dışında botlar var. botlar da türlü türlü işler yapıp serverları forumlaştırıyor (örneğin twit botu seçilen bir twitter hesabından anlık atılan tweetleri serverde belirtilen kanala taşıyor)

350000 civarında kira getirili ev alabilirsiniz, kalan parayı euro, altın ve dövize yatırabilirsiniz.

faizler enflasyonla aynı zaten. 10 yıl sonra elinde kuş kadar para kalır.

Hocam eğer türkiyedeki bankalardan bahsediyorsan 1 milyon tl, 136bin dolara yakın yapıyor. O da %2-2.5 faiz oranı veriyor en yüksek. Bu oran aylık 200 dolara o da 1500 liraya denk geliyor.

Dediğiniz miktar 1 milyon tl değil, dolar için geçerli.

@teacher Kirayı tavsiye etmiyor kimse

O paraya ömür boyu geçinilmez

para mi ulen 1 milyon lira ? yatirim yap, yan gelip yatmanin hayalini kurma, calis biraz

yüzyıllardır milyarlarca insan birikmiş parasına altın alıyo sanırsam.

Ara: Reel faiz

yatırım, yatırım ve yatırım diyorum.

Aylik 5000 lira faiz derken? faiz oranlarina en son ne zaman baktiniz? 136342 dolar falan yapiyor sizin total para. Is bankasi dolar faiz orani su an 0.1 mesela.

Dediginiz gibi 5 bin lira garanti para istiyorsaniz tl'de tutup fazie vermelisiniz. O zaman da su soru ortaya cikiyor, dolar o zaman kac olur, tl daha ne kadar kaybeder, yani iki ucu b.klu degnek hesabin

Eurobond gibi döviz cinsinden bonolarda değerlendirirsen aylık 5 bin liraya yakın bir getiriniz olur ancak, mevduat fazileri ile dediğiniz olmaz.

anadoluda evler çok ucuz. üniversite olan ilçelerden en az 5 daire alıp ölene kadar bedava yaşayabilirsin.

Gerçek enflasyonu düşündüğünüzde, o para 5 sene içinde pul olacaktır.

ev önermiyorum ankarada gayet bilinen bir yerde 2009 da 105 bine aldığımız bir ev şu anda 350 ye satamıyoruz. dolara bassaydık 600 olmuştu o para. dolar olarak m2 bazında TL kadar olmasan ev fiyatları bariz düştü.
105 binin enflasyona göre karşılığına bakarsam 350 bin fln ediyor. 2020 nin parasına göre. enflasyona göre sorun yok ama yabancı para olarak %40 civarı zarardayım.

o ayda gelen 5000 bin tl'nin erime parası. aslında daha fazla eriyor. 5000 biz fakirlere çok paraymış gibi geldiği için oooo para kazanıyormuşuz gibi geliyor. yani parayı bankaya atıyımda yatayım ömür boyu olmaz o miktar para ile. ya yatırım yapıp çalışacaksın yine yada birikim yapıp yine çalışacaksın. yoksa tlde kalırsa erir her gün.
yatırım tavsiyesi değildir.

Basit bir yatırım tavsiyesi nedir o zaman?

bana kalırsa vadeli altın hesabı olabilir. ama vade süreli uzun olduğu için işinize gelir mi bilemem.

veyahut bir yatırım danışmanına danışıp temettü emekliliği yapabilirsiniz.

altın, hisse, dolar/euro sepeti de güzel olur.

sorularına cevabım yok ama başka bir önerim var. geceleri yüzünü temizledikten sonra peeling, cilt maskesi vs. ve nemlendirici krem sürersen o ölü derinin etkisi azalıyor.

Hangi tip gözlük takarsanız takın burunda iz yapar, dediğiniz tipten de kullandım kemik gözlük de. O yüzden çok takılmayın bir süre gözlük takmayınca zaten geçiyor yapacak bir şey yok.

Sökerseniz kullanamazsınız. Onlar gözlüğü göz merkezine yükseltmekte ve nispeten kaymasını engeller.

Hafif çerçeveler kullanmanız durumunda kayma ve iz oluşumu ortadan kalkar.

neden lens kullanmıyorsunuz ?

Sokerseniz kullanamazsiniz.
Bir de her gozluk cercevesi iz yapacak diye bir sey yok, cocukluktan beri gozluk kullanirim, iz yapan cercevem olmadi.

Hafif cerceve kullanin (bu da demek degil ki su asiri demode, cercevesi olmayan cercevelerden kullanin)

Lens de kullanabilirsiniz

Tek çözüm lens. Ama gözlük kullanmak istiyorsanız daha hafif çerçeve ve daha önemlisi daha hafif inceltilmiş camlara geçebilirsiniz. Gözlükte asıl ağırlığı camlar yapıyor. Bir de o burna gelen kısım ile gözlüğün saplarını eğip bükerek burnunuza daha iyi oturmasını sağlayabilirsiniz, belki de gözlük burnunuza yanlış oturduğu için iz yapıyordur.

O kısmı olmayan gözlük dediğiniz kemik çerçeveler sanırım; onlar da benim burnumu daha çok acıttı. Daha geniş bir yüzey burna oturduğu için daha fazla baskı yapıp rahatsız ediyor. Eğme/bükme olmadığı için burnunuzun şekline göre rahat da oturmayabiliyor, daha sorunlu modeller.

ağır çerçevelerde ben de aynı sıkıntıyı yaşıyordum, kulakçık veya kelebek diyorlar sanırım o parçaya, zamanla güneşten sertleşiyor, değiştirebilirseniz nispeten iz daha az olur. değiştiremezseniz çok daha hafif bir gözlüğe geçmenizi tavsiye ederim, ben mesela en son bu iz meselesine artık s*kerler diyip aliexpressten bir gözlük aldım, iki yıldır gayet mutlu memnun yaşıyorum, tavsiye ederim. Lens de çözüm değil ayrıca, arada kullanılır ama devamlı kullanmayı,özellikle bilgisayar başında vakit geçiriyorsanız önermiyorum..
link: tr.aliexpress.com

orayı söküp kullanamazsınız.
burun ameliyatı estetikse kemik daha kaynaşmamıştır kullanmamalısınız :/

ben en son nisan ayında alışveriş yaptım. bu detayı hatırlamıyorum (olabilir de olmayabilir de) ama satıcıya dediğim bedeli yazdı ve az gümrük vergisi ödedim.

gom player ile altyazı senk. yapabiliyorsun. onu denesene

@steve rogers onda ileri geri alabiliyosun hocam o iş basit zaten de burada sıkıntı fps farkında. öyle kaydıkça ileri geri almayla düzelteyim desen tüm filmi izlemek lazım ki o da hem film keyfini mahveder hem de çok zaman alır.

ingilizce altyazı bul, kontrol et uyum doğru mu diye, sonra türkçe altyazıdaki satırları oraya aktar.

Bs player kur kendi uygun altyazıyı buluyor

@nahtoderfahrung üstte kötü altyazı dediğim uyumlu zaten ama dediğim gibi onda iyi altyazının versiyonuna göre fazla sahneler var. yani sırasıyla iyi altyazının satırlarını uygun ama kötü olana kopyalayayım dersem iyi olanda eksik altyazı olduğu için bi yerden sonra uyum bozulacak ve filmin sonuna gelmeden altyazılar biticek.

@olaylar olaylar abi kendi altyazı üretmiyor bs player benim bulduğum sitelerden buluyor o da. mevcutlarda da böyle ayar gerektiren sıkıntılı bi durum var.

hayır hocam gom player’da geçerli senk kaydet kısmı var, orada sabitliyorsun. ben mesela orada altyazıyı sabitleyip vlc’de izliyorum senk sorunlarında.

@steve rogers onu bilmiyordum o zaman indirip deniycem gün içinde olursa tik atarım, başka bi yol bilen de yazabilir bu sürede

subtitle workshop ile istediklerini ve dahasını çok kolay yaparsın.

Ben de sadece kulak dolgunluğu olması açısından yabancı dilde izliyorum. Bu amacım olmasa asla izlemem.

şeyma subaşı okuyup edebiyat sıkıcı demekten bir farkını göremedim bu duyurunun ve altındaki yanıtların.

stand-up falan yapsanıza siz. bayağı komik insanlarsınız.

abartılmıyor. bu tamamen bir hobi. her hobi gibi bazı insanların daha fazla ilgisini çekiyor, bazılarını da sarmıyor. ben mesela çok film izlerim, yakın arkadaşlarımdan biri çok kitap okur, diğer yakın arkadaşım çok belgesel izler. üçümüz de kitap, belgesel, film tüketiyoruz ama bunu sevme eşiğimiz farklı dozajlarda. ben albert camus okuyorum, kitap okuyan arkadaşım alternatif tüm fransız yazarların kitaplarını okumuştur. yakın arkadaşım cannes’dan altın palmiye kazanan filmi izler, ben o yıl cannes’da, yan bölümlerin öne çıkan tüm alternatif filmleri izlerim. dediğimi gibi sevme eşiği tamamen. yayınlanan tüm hit albümleri dinleyen, oyun oynayanlar, nba, futbol takip eden çok insan var. onların da film izlemek yerine tercih ettiği aktivite bunlar. senin için film izlemek öylesine bir hobi. belki daha çok önemsediğin bir şey vardır.

steverogers'ın da dediği gibi bu bir hobi. nasıl herkes pul koleksiyonu yapmaktan zevk almıyorsa herkes film izlemekten zevk alıcak diye bir şey de yok. tabii film işi biraz daha farklı herkesin sevebileceği filmler elbet vardır ama bunu hobi seviyesine çıkarıcak kadar sevmek de herkeste olan bir özellik değil, sizde de öyle değilmiş işte.

Sacma sapan romantik komedi ya da teen slasher izlersen zevk alamazsin tabi.. Iyi filmlerden(?) senin etkilenmemen, baskalarinin da etkilenmeyecegi anlamina gelmiyor; muhtemelen alt yapinin saglam olmadiginin gostergesi.

El cevap: Abartilmiyor.

doğru düzgün film izlememişsin hayatında.

bu kisisel bir bakis acisi.

film izlemek balik tutmak, yürümek, gezmek gibi bir eglence. seven sever, sevmeyen sevmez.

abartildigini düsünmüyorum cünkü apayri bir sanat. ben son 1 senedir teorisi ile ilgileniyorum bu isin, inanilmaz bir dünya. mesela duygunun karsi tarafa gecirilmesi icin yapilan trickler var, karsilikli durumlarda sag ya da sol omuz üzerinden cekim güclü biri, kafa arkasi cekim objektif bir konusma gibi etki yaratiyor. müzik bambaska bir etki bu konuda.

kisaca bunun üzerinden okuma yapabiliyorsaniz apayri bir zevk haline geliyor.

film secimleri cok önemli, iyi film seyretmek cok büyük bir lezzet.

mesela hic seyretmemis olsamda bilmeden tekrar izleyebilsem diyorum bazen the prestige, the dark knight, interstellar, cloverfield lane, signs, inglorious basterds gibi filmleri.

iyi filmler izledim arkadaşlar, zaten imdb puanı yuksek olan filmleri izliyorum sadece. ama fark ettigim sey filmlerin cogunun balon oldugu ve izlendikten sonra unutulup gittigi. bir de sinemaya o kadar para vermeye degmez sevgiliyle gidilmiyorsa sayet. bedava izleniyorsa da vakit gecirmelik izlenir. herhalde asıl sorun filmin kitap gibi insanın hayal gucunu calıstırmaması.

tabii dediginiz gibi film izlemek de zevk meselesi, o yuzden fikrinizi sordum soruda.

Bir kere soruyu sorus seklin problemli benim gibi film izlemeyi degersiz goren var mi diye sormak yerine insanlarin hobilerine balon demek ofansif. Ben de mesela roman okunulan zamanda 3-4 iyi film izlemenin daha ufuk açıcı olduğunu dusunuyorum. Ama roman okumak balondur demem.

baby driver
spider-man into the verse
good time
cornetto üçlemesi
zombieland
climax
searching
about time
high life
burning
transit
isle of dogs
tully
american made
suspiria (2018)
hereditary

neredeyse her türden ortaya karışık. çok eskiye gitmemeye çalıştım. hepsine kendi türüne ve vaat ettiklerine göre kefilim.

o kadar genel bir soru ki, ne film önereceğimi bilemedim.

imdb rating listemi paylaşıyorum. 10 puandan başlayarak bakabilirsin.

www.imdb.com

www.imdb.com

groundhog day
papillon

filmler
-------------------------------------------
- Contact #bilimkurgu (carl sagan'ın romanından uyarlanmış)
- Wildlife #dram (jake gyllenhaal oynuyor, ödüllü)
- First Man #bilimkurgu (ryan gosling'li neil armstrong biyografisi)
- What Happened To Monday #gizem (netflix yapımı iyi diyorlar)
- The Breadwinner #dram (iran yapımı duygusal film)
- Bir zamanlar anadoluda #dram (nuri bilge ceylan'ın ödüllü filmi)
- In bruges #suç polisiye (bol ödüllü 8 puanlı film)
- 2001 A Space Odyssey #bilimkurgu (kubrick'in en başarılı filmi)
- Mr. nobody #bilimkurgu (paralel evrenlerde kendiyle karşılaşma vs)
- District 9 #bilimkurgu (havası çekimleri çok güzel görünüyor,uzaylılar)
- Snowpiercer #bilimkurgu (kıyamet sonrası film)
- Oblivion #bilimkurgu (tom cruise filmi, güzel ama çerezlik)
- Predestination #fantastik-gerilim (puanı yüksek ama çerezlik görünüyor)
- Passengers #gerilim bilimkurgu (Chris Pratt ve Jennifer Lawrence filmi)
- Ghost in the shell #fantastik dram (muhtemelen izlemem)
- Big Fish (mualla tavsiye mutlaka izle)
- Roma (2018) oscar adayı
- The machinist (Christian Bale filmi)
-
-------------------------------------------


diziler
-------------------------------------------
- House of Cards (9.0) mutlaka izleyecem
- Dogs of Berlin almanyadaki türkler mafya vs netflix yeni dizisi
- Mindhunter
- Jessica Jones (marvel)
- Travellers (bilimkurgu zamanda yolculuk vs)
- Sense 8 (acayip bişeye benziyor)
- Narcos (Escobar'ın hayatı anlatılıyor)
- Carmen Sandiego (macera animasyon)
- Nightflyers (george rr martin'in romanından uyarlama)
-------------------------------------------


belgeseller
-------------------------------------------
- The Blue Planet 1-2 (2001-2017)
- Planet Earth 1-2 (2006-2016)
- Cosmos (izlemeyen 10 kişi falan kaldı)
-
-
-
-

izlediğim güzel filmler&diziler
-------------------------------------------
arrival
marslı
prometheus
mad max
ex machine
doctor strange
blade runner 2049
the prestige (muazzam film)
imitation game (benedict'in en sevdiğim filmi)
-------------------------------------------
stranger things
person of interest
altered carbon
game of thrones
rick and morty
patrick melrose (benedict'in oynadığı uyuşturucu bağımlısı adam)

ilk aklıma gelenler, tamamı rastgele olup farklı türlerdeler ve çerezlik değiller
in bruges
buffalo '66
funny games(us)
kynodontas
spotlight
papiilion
contratiempo
i origins
contact
fried green tomatoes
filth
lion
the secret life of Walter Mitty
pride
interstate 60
berlin calling
relatos salvajes
hodejegerne
celda 211
mientras duermes
naked
hala izlemediysen before sunrise serisi. yalnız çokzel filmler önerdim he. rica ederim

Zaman Makinesi 1973
fasulye
Kirpi(Güven Kıraç ve Mazhar Alanson var)
Prensesin Uykusu

Avengers end game, proffesor and madman fena değildi

nebula isminde locarno film festivalinden ödülle ayrılan bağımsız bir türk filmi var. mainstream dışında bir şeyler arıyorsan dene.

''seninle başım dertte'' ve ''altın eldiven''

survival filmi seviyorsan arctic fena değildi.

başka sinema'ya erişimin varsa emre yeksan'ın yuva'sı ön gösterimde şu anda; son yıllarda izlediğim en iyi türk film.

evet. katalogunda olan tüm yabancı diziler de öyle.

eztv

torrent değil bildiğimiz site arıyorum. indirme bağlantısı olan

download manager kullanarak herhangi bir siteden indirebilirsin bence

chrome’da video downloader professional ismindeki eklentiyi kur. dizibox’ın mango isimli oynatıcısındaki videoları indirebilirsin.(diğer oynatıcıları denemedim ama onlarda da olacağını düşünüyorum)

güncel dizi ise megaddl.co'dan tek link dizileri bulabilirsin.
bunun dışında diziay.net'te de indirme seçeneği vardı en son.

Good Place i çok sevip Bojack i hiç sevmemiş biri olarak Big Mouth diyorum.

Californication.

big mouth’u izlerken eğlenmiştim. californication’ın ilk sezonunu izledim, kalanını izleyesim gelmedi.

brooklyn Nine-Nine

brooklyn nine nine +1
ingiliz komedilerine ısınabiliyorsanız peep show (first person cringe comedy)
it crowd (ingiliz komedisi yine)
santa clarita diet (amerikan komedisi)

chewing gum
louie
kidding
don't trust the b---- in apartment 23
love
it crowd

seversin bunlardan birini bence, fleabag ve the good place sevmiş biri olarak önerilerimdir.

You're the Worst
Master of None
Love
Casual

beğenmezsen getir, garantisi benim.

belki sevebileceklerin ise -bu kötü anlamına gelmiyor ama sevmeyebilirsin-
Dag
Barry
Mozart in the Jungle
Norsemen
Future Man
The Marvelous Mrs. Maisel

community,
the office *,
parks and recreations *,
brooklyn nine-nine *,
arrested development,
scrubs,
its always sunny

* the good place'in yaratıcısı Michael Schur'un diğer dizileri.

Ben filtre kahveyi süzgeçten geçirip içiyorum. French bilmemnesiz olmaz diyenler biraz şey bence.

urun.n11.com

bu tür şeylerden alın. bardağa koyun. 5 dk'da hazır. hem de 10-15-20 tl. az iyisi 20tl. kötüsü 10 tl. online almayın. her yerde.. hatta bim a101 de bile var.

filtre kahve makinesi 80 lira sıfırı. içilebilir lezzette en ucuz ve temini en kolay kahve jacobs, onun da 500+500 gramlığını 32 liraya mı ne satıyorlardı bi markette. daha kolayı yok. french press zahmetli.

eğer bu makineyi alacak dahi paran yoksa o zaman açık granül kahve tüketeceksin kilosu 35 liradan.

french bilmemnesiz olmaz demiyorum ama daha hafif olur. poşet çayı erken çıkarmak gibi :)

French press Bim'de bile satiliyor. 15 liraya iki tane alirsiniz.

espresso potlar'dana alabilirsin gerçi frnech press de o fiyat.
bez süzgeç yap kendine, filtreyi evde demleyip süzdür.

french pressle dene. beğenirsen ve zor gelmeye başlarsa makine alırsın.

french press kullanabilirsin(ben kullandım) ama sonra daha fazlasını istedim. normal değeri 200 tl olan bir electrolux filtre kahve makinesini indirimleri takip edip 150 tl’ye aldım. şu an çok memnunum.
tavsiyem french press kullan 1-2 ay. ardından para biriktirip makine al. emin ol buna değecek.

Hepsinden farklı bir cevabim var. Ben bardağa koyup suyu döküyorum. Biraz karıştırıyorum. Bir süre sonra kahve çöküyor. Ayrıca granül kahve içeceğinize türk kahvesi alabilirsiniz. Onu da bu şekilde yapıyorum. Tad olarak bence fark etmiyor. Türk kahvesi a101de kahve dünyası markası var. Tadı diğerlerinden iyi. Abdullah efendiden ise fiyat olarak daha uygun.

Migrosta tchibo'nun filtre kahvelerini 12 liraya almıştım 250 gr. Yılbaşında indirimdeydi. Bu tarz indirimleri takip etmek gerek.

Ucuz french presss iyidir kahve dünyasının kahve tadını da seviyorum

uzaykonsolu stayla +1

hatta şu anda içiyorum. kaşıkla karıştırınca köpük bile oluyor.

oncelikle granul kahvelerin cok sagliksiz oldugunu dusunmuyorum. seker ve krema icerenlerin haricindeki sade kahve granulleri normal kahveler kadar sagliga yararli maddeler iceriyorlar. yani 3'u 1 arada haricindeki hazir kahve granullerinden o kadar korkmaniz gerekmiyor.

alternatif olarak da arkadaslara katiliyorum. french pressle ugrasmaktan ziyade filtre kahve makinesine yonelmeniz daha iyi. ama sicak suyla karistirilan cekilmis kahveleri suzerek de icebilirsiniz. miktarini damak tadiniza gore ayarlayarak cok da fena olmayan bir tat yakalayabilirsiniz ucuza.

kahhve.com

su seti alıp dene beğendiğinden devam edersin.

poşet filtre kahve bulun.

moana, zootopia

+ minyonlar

Zootopia

brave

minyonlar

instagram'da "adayla izliyoruz" var. önerileri genelde çok başarılı oluyor. Bir bakın isterseniz.

Altyazı bulabilsen Behzat Ç güzel olur.

Film olarak Gora, Vizontele falan izlettim ben hanıma. İngilizce altyazılı yok pek malum. Bir de Devrim Arabaları. Çok büyük ve başarılı bir prodüksiyon değil ama tarihi bir anlatımı var.

Kelebekler

almansa fatih akın filmlerini izleyebilirsiniz.

Alman birisi olduğu için maruz kaldığı Türk imajı malum mu? Ülkedeki en başarılı komedyenden, iyi gazeteciye, politikacıya kadar Türkiyeli var. Nuri Bilge sineması burada izleniyor. Maalesef son film gelmedi, onun dışında takip ediliyor Türk sineması ama. NBC filmlerinin Almanca altyazılıları da mevcut bu arada. Yol da yine bilinen, burada Sinema Bölümü'nde gösterilen bir film. Çok var...

Burada Türkiyeli sanatçılar takip ediliyor zaten.

fatih akın izlemediyse kesin baksın. özellikle son filmi paramparça.

nuri bilge dicem ama herkese hitap etmeyebilir. çağan ırmak olabilir daha genel izleyici için.

millet fatih akın gurbetçi futbolcu gibi o sayılmaz. türkiye’de geçen filmler lazım. ne tarz istediğine bağlı olarak değişir ama bence nuri bilge ceylan’ın uzak filmini veya daha kolay izlenbilir film olan kelebekler’i izletebilirsin. bu iki film aynı zamanda dünya çapında da tanınıyor. kelebekler sundance film festivali(en büyük bağımsız film festivali) ödülle döndü mesela.

Kış Uykusu'nu izlemiştik biz bir Alman arkadaşla geçenlerde, baya sevdi. Altyazısı çok yeterli değildi bence ama hiç yoktan iyidir. Sinema meraklısı birisidir ama. Arkadaşın ortalama bir izleyiciyse sıkılma olasılığı da var tabii, nispeten uzun ve yavaş bir film. Türk imajı konusunuysa bilemem, biraz çocukça buldum o cümleyi.

Hamam (Türk-italyan ortak yapimi)

En son itirazım varı izledik alman sevgilimle (bazı yerlerini de açıkladım tabii) epey beğendi.

hukuk-tıp gibi bölümler epey emek isteyen bölümler. 9-6 çalışan birinin böyle ağır bir bölüm okuyabilmesi için daha fazla emek harcaması gerek çünkü derslere katılmazsan geçemezsin. bunu göze alırın diyorsan oku.

Daha ağır şartlarda çalışan adamlar gördüm makine mühendisliğini 3 senede bitirdiler. Bu adamlar tsk da uçucu personellerdi. İsteyerek yaparsan keyif alarak kolayca bitirirsin. Ankara hukuk gibi çoğu iyi fakültelerde devam zorunluluğu yoktur. Öğrencilerin birçoğu sadece sınavlara giderler. İş istemekte bitiyor.

Kimi üniversitelerin 2.eğitimi öğlen başlar aksama ders olmaz adı 2.eğitimdir. Bunu bilerek tercih edin, full time çalışan birinin ( ezber dışında), kendini iyi bir hukukçu olarak yetiştirmesi çok zor. Belki yaparsiniz ancak kendinize bir şey katacağını sanmam.

2010'dan beri alan dışı bölüm seçimi yapılabiliyor. Hukuk tercih etmek için ilk 190 binde olmanız gerekli.

Yoklama alınmadığı için kim iö kim nö bakılmaz. Bu ülkede hukuk kazanmak hiç zor değil. Nö kazanıp harç ödemeden dersleri iö ile birlikte takip edebilirsiniz. Kimse size aga sen nabıyosun demez.
Okulda sizin gibi onlarca insan var. Genelde derse gelmeden fotokopi notlarıyla falan halletmeye çalışıyorlar. Nadir de olsa ders takip eden 30+ iş güç sahibi insanlara rastlamak mümkün. Doktor olanı biliyorum, adam sabah vizite çıkıyor öğleden sonra derslere geliyor. Mümkün yani tamamen sizin elinizde. Sadece derse gelmekle 4 yılda bitmez tabi orası ayrı mesele.

En basit bölümü bile çalışmadan okumak çok da kolay olmayabiliyor ki Hukuk zor bir bölüm. Çok emek vermen gerekir. Haftasonun olmayacak ya da bolca uykusuz kalacaksın. Bunun sonucunda ne elde edeceksin onu düşün.

sayılmaz.

Güzel dizi.

Hayır. Tarihin tozlu sayfalarında yerini almış bir dizi

zamnında güzel diziydi replikler falan popülerdi sonra bitti gitti kayıp sayılmaz

zamanında çok iyiydi, ben o zaman sevmiştim, şimdi açıp izlediğimde hoş gelmiyor.

Gülse Birselin en başarılı işi. Ardından gelen diziler tutmadı. İzlemezsen kaybın olmaz. Youtube da en önemli bölümlerini parça parça seyredebilirsin. Kaç sene oldu hala bakıp gülüyorum. Gülmediğim de oluyor ama izletiyor hala.

Yokluk zamani izlerdik.
Tirt

Bence kayıp sayılmaz. Zamansız bir dizi değil, şimdi izleyince güldürmüyor. Oturup sıfırdan izlenmez Yani

Yayınlandığı yıllar oturup izlemek güzeldi. Yıllar sonra baktığımda bunun nesine gülmüşüz dedim. Kayıp değil.

Bence büyük kayıp, ben çok severek izliyodum şimdi hala zaman zaman 1-2 bölüm açıp keyifleniyorum. Önemli favori bölümlerini izleyebilirsin youtube'dan, tüm bölüm izlesen çok uzun nerdeyse 2 saat :)

sayılır baştan sonra her bölümünü kaçırmadan izledim şuan burhan altıntopum.

sayılabilir. volkan ve selin çıktıktan sonra (60 küsür bölümlerdeydi galiba) eski tadı alamadım. sonra volkan tekrar döndükten sonra da eskisi gibi değildi. ama bayağı iyi karakterler gördük dizi sayesinde. burhan mesela.

komik eglencelik dizi. tekrar tekrar izlenmez ama can sikinsitisinda arada acip izlenebilir. kayiplik bir durum yok.

malum ortamlarda hiçbir sorun yok?? yerli filmlerin de malum ortamlara gelmesi için en azından 1 sene geçmesi gerekşyor(dvd çıkaramayanlar doğal olarak daha geç) geçmişte de zaten böyleydi. neyi bulamadınız?

Diziyi Turkiye'deki platformlar da yayinlarsa Turk girisimciler Turkiye'de Turk avukatlarla dava aciyor. Yoksa Amerikali yapimcinin Turkiye'de dava acmasi daha dusuk olasilik. Ornegin Handmaid's Tale'i BluTv mi neydi o da yayinliyor. Bu nedenle hicbir yerde bulamazsin. Biz de uyelik actik orada diziyi izlemek icin. Aslinda oyleysi daha guzel. Netflix iki kisi 27 lira, BluTV iki kisi 10 lira. Iki bira parasi sadece

özellikle blutv, bkm gibi yerler hakları elinde bulunan yayınlara malum ortamlarda göz açtırmıyor.

Değil. Demek ki bizim malumumuz olan ortamlar sizin malumumuz değil. (:

Netflix'in pazara girmesi, blutv gibi platformların telif olayına dikkat etmesi, yapımcıların YouTube a arşivlerini yüklemesi derken tıkla izle siteleri çokça içerik sildirme, erişim engelleme gibi yaptırımlara maruz kalıyor.
Şimdilik üyelik gerektiren yerli torrent sitelerinde sorun yok ama sıra onlara da gelecektir.

internet giderek daha şeffaflaşıyor. hesap verilebilirlik artıyor. yasal düzenlemeler de oturdu gibi. bir de üstüne algoritmalarla telifli veri tespitleri girince içerik kaldırma işlemleri kolaylaştı, hızlandı.

digiguardians.com

gibi firmalar malum yerlere ihlal ettiği eser yayınını kaldırması için uyarıda bulunuyor. günde yüzlerce site taranıyor.

interaktif oldugu icin mobilden izlenmiyordur muhtemelen. play store'a bak bakalim netflix'in guncellemesi varsa guncellemeyi yapip tekrar dene

iphone 6da problem olmadı. sorun senin telde.

tekrar mobilden denedim(pixel2) bende de acildi.

Vücut direncini arttırmaya çalış, boğazını tahriş edecek şeylerden uzak dur(kola kahve vs)
Zencefil gibi doğal ağrı kesiciler kullanabilirsin bol bol bitki çayı içmeni öneririm.

Majezik'in boğaz spreyi var ağrıyı alır biraz.

Örnek alıp bakmak lazım bakteri kaynaklı ise yazar zaten doktor antibiyotik.

bogaz ağrısı için spreyler var gerçekten etkili oluyor..

Zencefil+limon+bal ve sıcağa yakın ılık su bunu yapabilirsin.birde adaçayı iyi geliyor.

türkiyede en yaygın sağlık sorunlarından birisi d vitamini eksikliğidir.
d vitamininizi en az 70'e getirip orada tutun.

zencefil+limon+bal +1
kesin çözüm

adaçayı bana iyi geliyor. bir de boğazıma vicks sürüp kaşkolla bağlayıp bi gece öyle yatmak da iyi geliyor. iki gündür dediğin durumdaydım ben de bu sabah epey iyi oldum artık sıfır antibiyotik ve sadece bunlarla.

ha belirteyim ateşiniz çıkarsa mutlaka antibiyotik almanız, daha doğrusu bi doktora gitmeniz gerekebilir. ben ateşim çıkmadığı için ilaç alma yoluna gitmedim.

alkol alıyorsan votka ya da boğma rakı iyi geliyor boğaz enfeksiyonlarına.
www.reddit.com

fıs fis en guzeli. gun boyunca surekli kullan kadife gibi kaplıyor orayi.

Altin sut denilen seyden yapip ic gunde birkac kere, yani iyilesene kadar. 1er cay kasigindan daha az toz zerdecal, toz zencefil, biraz toz karabiber. Bunlari yapabiliyorsan hcevizi sutu ile yoksa ihlamur gibi kaynar suyla karistir ic.
Ama en onemlisi surekli hasta oluyorsan bagisikligini guclendirmen lazim, ben de 2 yil oncesine kadar oyleydim. Her ay bogazim siser ve antibiyotik icerdim. Bundan su sekilde kurtuldum:
Kışın her sabah 1 adet D vitamini (tup degil 1000lik vitamin), 1 adet probiyotik ve imuneks plus. Bu kadar!
Hasta olacak gibi hissedersem de sabah bunlara ek 1 tane 1000lik C vitamini ve bu dedigim altin sut karisimi.
Guclenmek icin vucudunuzdaki yararli bakterileri guclendirmeniz lazim ki bunu da probiyotikle yapabilirsiniz. Nitekim antibiyotikler zararli bakterilerle beraber yararlilari da silip supuruyorlar vucuttan ne yazik ki:(

beslenme düzenin nasıl ki?
kabuklu şeyler ye

Kuruyemiş türevleri.

Çay kahve

Çay

yemek yedikten hemen sonra ders çalış. böylece çalışırken karın acıkmaz. kahve-çay-soda içersin hatta çalışırken.
ve kuruyemiş+1

Sakiz

bu durumun ilacı galiba filtre kahve.

stresten değil de bu gibi durumlarda beyin çok fazla enerji harcıyor. bu yüzden beynini yoğun kullandığında besin ihtiyacın artıyor. alışkın değilsen psikolojik de olabilir, o yüzden en iyisi karnını doyurup oturmak. yoksa kafan da almiyornzatenb:/

Sıcak su

(bkz: browsec)

browsec +1
smart settings bölümünden bir siteyi seçiyorsunuz, o siteye girdiğiniz zaman vpn direkt açılıyor. bu özelliği de gayet iyi.

Browsec

windscribe kullanıyorum. biraz aramayla aylık ücretsiz 60gb veren kodu bulabilirsiniz. gayet memnunum.

the fall (2006)

Çok bilindik bir film ama tam kafalar güzelken izlemek için yapılmış sanki. Yazmadan duramadım :)

Hangover serileri iyi gider diyeceğim ama çok çok bilindik :p

enter the void
mind game (anime)
fear and loathing in las vegas
waking life
zombieland
shaun of the dead
white chicks
sausage party (çenem ağrımıştı gülmekten)
game night
horrible bosses
we're the millers
tank girl
superbad
clerks
dogma
interstate 60

what do we do in the shadows

enter the void +1
bu film zaten ayık kafayla izlenmemeli. direkt bunu izle.

imdb? dizinin kaç bölüm olduğu yazan yere tıkla sezon sezon her bölümün konusu yazıyor 2-3 cümleyle uzun iş değil onu okumak.

soruya cevap değil ama bu sorununu çözebileceğin bir site var. trakt.tv, izlediğin tüm dizileri bölüm bölüm işaretleyebiliyorsun. böylece unutmazsın.

resmi olarak yayınlanan bir liste yok. google'layınca çıkıyor bir sürü site ama güncellenmediği için %100 doğru değiller. türkiye için 1 ay ücretsiz zaten üye olup direkt göz atabilirsiniz. diğer ülkeleri bilemeyeceğim.

Soruyu tam anlamadım ama içeriklerin tümünü diyorsanız: media.netflix.com

unogs.com şu siteden bakabilirsiniz

edit: tr'yi kaldırmışlar

sabit içerik havuzu yok. netflix alacaksan tavsiye vereyim. netflix veritabanında izlemek istediğin diziler varsa al o ay izle o dizileri. film izlemek istiyorsan güncel veritabanında da ortalama bir insana en az 2-3 ay yetecek kadar film var.
ben blutv’yi de netflix’i de içeriğine göre kullanıyorumZ mesela handmaid’s tale yeni sezonu geldi, yakın dönemde alıp izlerim. üyelik bitene kadar da orada önceden belirlediğim filmleri izler üyeliği ay sonu sonlandırırım.

netflix diye inat etmesen handmaid's tale derdim.

handmaid's tale'i çok övüyorlar. ben de henüz izlemedim.
the crown yine sevilenlerden.
altered carbon.
theoa.

dark, the end of the f*cking world, utopia, a series of unfortunate events.

ek olarak netflix yapimlarinin geneli cok vasat.

13 reasons why

Dark, mr. robot, house of cards

Peaky Blinders
Sherlock

Narcos

Mindhunter

Teşekkürler arkadaşlar

Dark'a da başlamıştım ama o da sarmadı, yazmayı unuttum :S

İzlediklerinin üçünü de izlemiş özellikle ikisini çok beğenmiş, sarmadı dediklerinden de ikisini çok beğenmiş biri olarak önerilerim şu şekilde;
Orphan Black
Mindhunter
%3

İmkanın varsa The Handmaid's Tale +1 diyorum.

Manhunt:Unabomber kardeşimin izleyip önerdiklerinden, yeni başladım iyi gibi. İzlemediysen bakabilirsin.

altered carbon

bojack horseman (bana göre en iyi netflix dizisi)

Babaları kimse iplemiyor. :d sanki anneler günü varmış da babalar kirilmasin diye e hadi size de bi gün verelim demişler. Saçmalık dediğin özel gün kutlamasiysa hayatta bitmez. Babalar günü diyorsan, zaten hiç ilgi gösterilen bir gün oldu mu ki?

ben kutladım, hediye de aldım.

Bnmkini kutladilar ayrica niye sacmalik olsun ki

Babamla alışverişe çıkıp beraber birkaç parça kıyafet aldık babama. Öpüp kutladık da. Yani klasik kutlama oldu. Bizim evde önem veriliyor bu tarz günlere ya hoş şeyler bence.

Yıllardır kutlarım babamınkini. Hediye de alırım imkanım ve ihtiyacı olan birşey varsa. Evlendim kayınbabama da hediye alıyorum ve kutluyorum. Kendilerini değerli hissetsinler, etraftan görüp bizim çocuklar bizi sallamıyo demesinler, sevinsinler diye.

ben kutladım, benimkini kutladılar. gayet güzel hediyeler de aldım.

Annem babana da hediye al bana aldın darılır dedi, iki tane gömlek aldım ben de. Ama öyle babalar günün kutlu olsun deme falan yok.

Almadım. Herhangi saçma bir özel gün için hediye almayı bırakalı çok uzun zaman oldu.

kutladım bana göre de çok güzel bir hediye aldım.

uruguay ezer.

Bahis baronları Mısır diyor.

turnuvanın en iyi forvet ikilisi uruguay'da, mısır'ın en büyük kozu salah 2 haftadır sakat ve maça son anda yetişti. mısır'ın puan alması tesadüf olur.

uruguay bu turnuvanın büyük takımlarından sonraki en büyük takım. mısırı yenerler.

uruguay'ın savunması da çok iyi, muslera, gimenez, godin, torreira mısır gibi sıradan takımlara geçit vermez.

uruguay rahat kazanır.

ben de uruguay kazanır diyorum.

eight below

kış uykusu

www.imdb.com

The Revenant

1993 yapımı stalingrad. ikinci dünya savaşı'nda rusya'ya sevkedilmis askerlerin karın ortasında savaş ve hayatta kalma mücadelesi.

Noi albinoi
Hrutar

Biraz kasvetlidir ama;
låt den rätte komma in

Kraftidioten
Napapiirin Sankarit

Transsiberian

kış uykusu +1 kara, soğuğa doyacaksın, tavsiyem klimayı açıp izle:D
Turist (2014) de tam aradığın film

Snowpiercer

The hateful eight. Açıp izleyesim geldi bak yine :)

** D-tox
** Dreamcatcher

5 kusur puanlı filmler ama izlenirler.

Tur:Gerilim-korku

Eternal Sunshine of the Spotless Mind
Into the wild
Eight below+1
Novaya zemlya
Yol
Rauf
The shining
Force majeure

30 days of night

Takip

kosmos (2010-türk yapımı)

bir de the terror dizisi var hayet tatmin edici.

Alive.

A Simple Plan

nord.

the road - tam bir gam kasavet

tabii ki çok iyi, o yüzden efsane bir seri ve yine o yüzden yeniden çekilmek suretiyle boku çıkartılıyor.

jurassic park (1993) başyapıttır. kendinden sonra gelen birçok filme referans olmuştur. sinemada görsel efektlere bir devrim yapmıştır bu film. (bkz: dennis muren) bu devrimi yapan kişi. yani konu veya içerik bakımından değil sunduğu yenilikten dolayı sinema tarihinde önemli bir yer tutuyor bu film.

Çok iyi yapıyorsun, bence devam et. Kitap için yaparsan Goodreads de kullanabilirsin.

Sizi mutlu ediyorsa bize laf dusmez.

İzlediğim filmleri bir süre sonra hatırlayamadığım için 1 yıla yakındır küçük bir not defterine yazıyorum fakat son zamanlarda ona da yazmayı unutuyorum=) keşke daha önce aklıma gelseydi diye hayıflanıyorum, hiç saçma değil bence.

ayrıntıya girdiğinden dolayı her anı kaydetmek zor geliyor olmalı.
filmlerden pek değil ama sık olmasa da not olarak çeşitli tv programlarındaki konuşmacıların sözlerinden ve kitaplardan (araştırma inceleme tarih genel kültür türünden) bazı alıntılar yaparım.

bence sacma degil hic. iyi yapiyorsun. film icin yapmiyorum ama swarm uzerinden yaptigim check inlerin amaci bu oluyo bende.

kitap için: goodreads
film için: letterboxd
dizi için: trakt.tv

Ben de yapıyordum. Film, kitap, botanik vb. bi çok konuda yaptım. Not almak gibi oluyor, yazarken bi daha düşünüyorsun, değerlendirmeler yapıyorsun, dönüp bişi aramak kolay oluyor. Gittiği yere kadar devam et bence.

Ben bilgisayar patlayınca moralim bozulup bırakmıştım. Yedekleme yapmak şart.

iyi yapıyorsun tabiki de yazmak kaynak bırakmaktır. Bence dünyadaki herşey kayıt altında ve sürdürülebilir olmalı-keza olsaydı şimdi çok daha gelişmiş hayatlarımız olurdu, ya da çakılmış. ikisi de aynı şey.

Ama ben şahsi olarak yazmanın hissedilen duyguları yansıtmadığını düşünüyorum, yazmak köreltiyor. bilinçsizce 3.şahısa dönüştürüyor. Yazarken ne kadar dikkatli ve özenli davranırsan o kadar yabancılaşıyor. Ya da bende öyle oluyor.

his, düşünce çok hızlı akan şeyler. kendini kaptırınca(yoğunlaşınca) bütün enerjini emerek gerçek yaşamında hızına yetişemeyeceğin bir silsileyle gelişiyor ve devam ediyor. Ama yazıya dökmeye kalktığında fiziksel hareket kabiliyetin yüzünden engelleniyor o duyguların ve koptuğu anda geri dönülemiyor.

Beyin tuhaf bir organ. öyle kol-bacak gibi değil.

Mesela şimdi, telefon çaldı ve buraya ne yazdığımı ne yazacağımı unuttum. Önemini de yitirdi. Bir de aklıma geldi, birilerinin kitaplar hakkında kitaplardan alıntılarını yazması; okuyan açısından güzel birşey. çünkü betimlemeleri biraz da olsa hafifletip hap bilgi haline getirebiliyor. Ama kendi yaklaşımını yazması ''instagram'' gibi birşey, herkesin çirkin poposuna-fikrine maruz kalınıyor 2 satır kayda değer birşey okuyabilmek için. Yazmak ya da okumak çok yüceltiliyor. bu son söylediğimin konuyla bir ilgisi yok ama yine de belki birilerine faydası olur diye şunu da eklemek istiyorum; ''10 tane kitabı birer kere okuyacağınıza iyi bir kitabı 10 kere okuyun'' ben sanırım d.cündioğlundan duymuştum. Çok da anımsamıyorum.

Kim oynamis vs yazmak bence gereksiz de, filmle ilgili neler yazilmis bakmak ve kendin de yorum yapmak istiyorsan mubi'yi kullansana?

Güzel bir sey. Ben bunu yillar once bir forum sitesinde yapıyordum oyle. Kiz bile dusmustu oyle ohom ohom.

goodreads, imdb, icheckmovie kullanıyorum da kaydetmekiçin. bunlar bugün var yarın yoklar. o yüzden dökümanlara yazıyorum.

Özel şeyler odluğu için, ne bileyim filmdeki çocuğun ölmesi bana şunu hatırlattı gibi, online olarak paylaşmak istemiyorum. O kadar sanatsal ve düzgün de yazmıyorum. buraya yazdığım gi bi. anl am bozukluklarıyla dolu.


mesela arada filmde anlamadığım yerler oluyor, burda soruyorum. cevap gelince yazıyorum flan.(git: )

kitapları ben de altını çizerek okuyorum ancak not alıp bunları bir word dosyasında saklamak benim de hayalim. eleştirilecek bir yanı yok çok iyi yapıyorsun devam et böyle :)

normalde izlemezdim ama three billboard golden globe alınca dayanamadım indirdim. izlicem
birazdan.

DVDScr'sine göre değişir. Örnek screenshot'lara bakarım, güzelse -ki çoğu sefer güzel oluyor düzgün yapılmış DVDScr'ler- izlerim. Çok izlemişliğim var.

Ben de geçen three billboard'u indirip izledim, gayet yeterli seviyedeydi. Sonra da The Disaster Artist'i indirdim, o da güzel. İzliyorum yani. Her filmin bu versiyonu düşmüyor zaten o yüzden fırsat olmuyor genelde.

Ben de sizin gibi ödül sezonunda tercih ediyorum bu formatı. Eskiden eleştirmen kopyası olduğuna dair yazı filan geçerdi şimdi o da yok. Kalitesi normal dvdden düşük ama izlenebilir sürümler oluyor.

nope. standartlarım var. en az 720p ve 6 kanallı ses olması lazım. tabii başka şansım yoksa düşürebiliyorum ama geç izler kaliteli izlerim.

her sene bu zamanlar screener versiyonu düşen favori filmleri izlerim. çünkü oscar ve ödül sezonu muhabbetlerini okumayı, takip etmeyi çok seviyorum. zaten toplamda max 10 filmi böyle izlemiş oluyorum. en beğendiklerimi de hd düştüğü an veya vizyona girdiği zaman tekrardan izliyorum.
bunlar dışında sadece animasyon kategorisindeki filmlerin hd düşmesini bekliyorum. zaten genellikle tören öncesi 5'te 4'ü düşmüş oluyor.

izlemem, 720p web-dl versiyonunu beklerim en azından. özellikle bazı filmlerde görsellik çok önemli oluyor, ordan alıcağın keyif ciddi oranda düşücekse 2 ay daha bekler düzgününü izlerim. oscar'dan önce hepsi düşüyor zaten

(bkz: andrey zvyagintsev)
vardır diye düşünmüştüm ama yokmuş, izninle kın kın kın...

loveless'tan iyi diğer filmleri, hepsini izle kesinlikle, leviathan favorim.

tek film olarak
(bkz: Le tout nouveau testament)
(bkz: raw)

@bruce yakın dönemde loveless izlememe rağmen onu unutmuşum. ekliyorum.

Scorsese?

Dünyanın en mükemmel filmlerinden biri (git: www.imdb.com)

bir bakın derim

Zeki Demirkubuz
Kader-Masumiyet-üçüncü sayfa

Reha Erdem
Hayat var-Kosmos

Ömer Kavur
Anayurt Oteli

Ekleme :

Alfonso Cuarón.

(bkz: children of men )

(bkz: plan sekans )

ilk bakista: bahman ghobadi ve yorgos lanthimos...

Bunları bilerek eklememiş olabilirsin. Yine de yazıyorum.

Edit : michael mann
Heat
Collateral
Insider
Last of the mohicans

Ridley scott
Alien
Blade runner
Gladiator

James cameron

Billy wilder
The apartment
Sunset blvd.

Coppola
Godfather 1-2-3
Conversation

Elia kazan
On the waterfront
A streetcar named desire

John Frankenheimer
Birdman in Alcatraz

Bir de truffaut iki kere var listede

(bkz: Yılmaz Güney) - Umut - Yol - Duvar özellikle Duvar

Otto preminger - bunny lake is missing

Buster keaton - the general

Harmony korine - gummo

Lariso shepitko - voshojdenie

Metin erksan - susuz yaz, sevmek zamanı, yılanların öcü, müthiş bir tren, eski zaman elbiseleri

Edward yang - yi yi

Yang zimou - raise the red lantern

Kaneto shindo - kuroneko, onibaba, hadaka no shima

Carl theodor dreyer - ordet

tarsem singh - the fall

kim ki-duk

Listede tüm sevdiğim yönetmenler varken Vittorio De Sica ile kim ki-Duk nasıl olmaz, mutlaka eklenmeli. Ve yenilerden çok beğendiğim Xavier Dolan. Film olarak da ilk aklıma gelen De Sica efsanesi "bisiklet hırsızları" ile günümüzden "gençliğin en iyisi".

(bkz: fatih akın) : gegen die wand, auf der anderen seite, im juli, solino, tschick, das experiment ve diğerleri.

öncelikle cevaplarda yazılanlardan metin erksan (susuz yaz ve sevmek zamanı'yla başlamanı öneririm) ve xavier dolan'a (mommy ve les amours imaginaires ile başlamanı öneririm) katıldığımı belirterek başlıyım cevabıma. "kendine has bir tarzı var"ı khbtv diye kısaltıcam ve önerilerimi hiç izlemediğini kabul ederek yapıcam tabiki birçoğunu izlemiş olabilirsin.

martin mcdonagh (3 uzun metraj, 3'ü de çok iyi. khbtv)
cameron crowe (yenileri zayıf ama kült olmuş işleri çok iyidir, jerry maguire bana göre tarihin en iyi rom-com'u)
edgar wright (khbtv)
nicolas winding refn (drive ve neon demon'la başla)
rob reiner (rom-com üstadı, flipped ve when harry met sally ile başla)
david fincher (pek anlatmaya gerek yok ama listende yoktu diye yazdım=pagyaly)
guy ritchie (pagyaly, ve tabiki khbtv)
alejandro gonzalez inarritu (birdmanciyiz, pagyaly)
m. night shyamalan (günümüzde taşak geçeni de mevcut epey ama izlemek gerek, ben seviyorum şahsen. khbtv)
danny boyle (pagyaly ama trainspotting ve shallow grave'in yeri ayrı)
yorgos lanthimos (tabiki khbtv)
jean pierre jeunet (khbtv, un long dimanche de fiançailles çok iyi ve underrateddir)
ozan açıktan (annemin yarası ve silsile sinemamız açısından çölde bir vaha)
denis villeneuve (arrival ve incendies'a hayranım onun dışında çok da sevdiğim bir yönetmen değil fakat günümüz sinemasında önemli bi yerde olduğu bi gerçek ve khbtv)
jean-marc vallee (big little lies işi efsaneydi özellikle, crazy, dallas buyers club, demolition da başarılı)
derek cianfrance (blue valentine ve the place beyond the pines özellikle çok özel işler, khbtv)
ben wheatley (free fire'la başla seversen down terrace-sightseers diye devam et, son derece khbtv)

Keşke alfabetik sıraya göre yapsaydın, daha şık olurdu. Benim de eklemek istediğim birkaç isim var;


Alex Proyas - Dark City, I Robot, The Crow, Knowing

Curtis Hanson -La Confidential, Wonder Boys, 8 Mile, In Her Shoes, Chasing Mavericks

Dominic Sena - California, Gone in Sixty Seconds, Swordfish, Whiteout

Kathyrn Bigelow - Point Break, Strange Days, The Hurt Locker, K-19, Detroit

Peter Weir - Gallipoli, The Year of Living Dangerously,Witness, The Mosquito Coast Dead Poets Society, Fearless, Truman Show, Master and Commander, The Way Back

Robert Zemeckis - Romancing the Stone, Back to the Future 1-2-3, Forrest Gump, Contact, Cast Away, Flight, The Walk

Ron Howard - Apollo 13, Ransom, A Beautiful Mind, Da Vinci Code, Frost&Nixon, Angels&Demons, Rush, In the Heart of the Sea, Inferno

Steven Spielberg nasıl olmaz!!!

Ferzan Özpetek - Mine Vaganti
Yılmaz Güney'e + olarak - Arkadaş
Tunç Okan - Otobüs

aynı sorunu geçen senelerde yaşadım. two and a half men'in tüm sezonları türkçeye çevrilmiş. torrent haricinde alternatif yok.

www.harikadizi9.com vpn gerekebilir. alternatifleri deneyebilirsin. mesela 2 farklı yerden yüklenmişse ve ilki açılmıyosa. 2. yi dene.

workaholics

the mick
the good place

Mobildeyim editleyemedim:

the office
arrested development
parks and recreation
veep

The last man on earth
It crowd

the mighty boosh

The good place

bu dizileri özellikle black books'u izleyen biri, "how not to live your life" izlemelidir. Saçma karakterler barındıran, absürt bir komedidir. İzledikten sonra hayır duanı alırım.

Peep Show
The Inbetweeners
Spaced

İngiliz bunlar. Türkçe altyazı ile dizi izliyorsanız bakmanıza gerek yok.

oz

It crowd +1

@harry tuttle o diziyi de izledim ama yazmayı unutmuşum yukarı. efsane dizidir. pembe çiçekli sabahlığı hjagdshgjf

@firemanjonny oz'u da izledim. ama absürt komedi tanımı biraz absürt oldu.

@zoghurt ingilizce izleyebilirim, teşekkürler.

ayrıca herkese teşekkürler, 1 yıl dizi aramam artık.

elden almak